amblem

BİRLEŞİK METAL-İŞ

Haziran 2005

 

GÜNDEM

15-16 Haziran 1970: Anayasal Direniş Hakkı

 

“ ... bizi patronlara ve amerikancı sarı sendikalara köle yapacak yasalara karşı ANAYASAL DİRENME HAKKIMIZI mutlaka kullanacağız ve bu direniş yasa tasarısı meclisten geri alınıncaya dek devam edecektir...”

15-16 Haziran 1970 Direnişini gerçekleştirenlerin 16 ve 17 Haziran 1970 tarihlerinde doğrudan Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğine gönderdikleri telgrafta yer alan bu satırlar; Direnişi gerçekleştirenlerin amaç ve talepleri ile kararlılıklarını açıkça ortaya koymaktadır.

***

1967’de “ işçinin söz ve karar sahibi olması” ilkesi temeli üzerine kurulan DİSK; sermayedarlar ile sermaye güdümlü sendikaları ürkütmüştü.

DİSK’i durdurmak ve boğmak amacıyla bir yasa çıkartmak üzere harekete geçtiler. Yöntem; işkollarına sendikal baraj getirmekti. Öngörülen oran ise; işkolunun üçte biri, yani % 33 olarak öngörülüyordu.

Böyle bir girişim; 3 yıl önce kurulmuş ve henüz üye sayısı çok fazla olmayan DİSK’i yok edecekti.

Dönemin parlamentosu tasarıyı üç buçuk saatte görüşüp, ekspres hızı ile yasalaştırdı.

***

DİSK Başkanı Kemal Türkler; bir basın açıklaması ile yasaya karşı olduklarını belirttikten sonra DİSK yönetim Kurulu, bağlı sendikaların yönetim kurullarını ve işyeri temsilcilerini 14 Haziran 1970 günü Merter’de Lastik İş Sendikası toplantı salonuna davet etti. Kemal Türkler şunu söyledi;

“- Sevgili kardeşlerim, sabahtan beri 29 kardeşim konuştu. Konuşmalarda yapılan teklifler şunlardır: çıkarılmakta olan yasa geri alınıncaya kadar şartelleri yarın sabahtan itibaren çekmeliyiz, direnişe gitmeliyiz denildi. İstek referandumdur. Yani sendika seçme konusunda işçilerin oyuna başvurma sisteminin getirilmesini istiyoruz ve Türk İş Cuntasının kurulmasını istemiyoruz...

Kardeşler, bu dava içerisinde eğer topluca belediye otobüsünden yararlanmak gerekirse, banliyö trenine binmek gerekirse topluca bilet almayacağız. Biletlerimiz en güzel şerefimizi ifade eden alnımızdaki işçilik damgamızdır. (...) Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir. Sizin alacağınız kararların sizleri geride bekleyen arkadaşlarımız için ve memleket için hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim...”

DİSK üyeleri ve DİSK üyesi olmayan on binlerce işçi; bu anti-demokratik yasa karşısında üretimden gelen güçlerini kullandılar fabrikaları boşaltarak tepkilerini ortaya koydular ve DİSK’e sahip çıktılar...

Hem de kelleyi koltuğa alarak.

Hem de sonunda doğrudan hiçbir maddi çıkar olmadığı halde...

Ve hem de tam bir örgütlülük ve kararlılık içinde...

Direnişçiler; işçileri bölmeye- parçalamaya yönelik kimi cılız seslere de yüz vermediler.

Ve işçi sınıfımızın en önemli zaferlerinden birini yarattılar.

***

Bu, direniş Türkiye’de İşçi Sınıfının “sınıf olma ve sınıf gibi davranma” bilincinin bir aşamasıdır.

Bu direniş, uzlaşmacı ve işbirlikçi anlayışlara karşı yükselen işçi öfkesi ve tepkisinin bir yansımasıdır.

Bu direniş, sendikal mücadelenin sadece maddi haklar elde etme mücadelesi değil, aynı zamanda demokratik ve politik haklar içinde mücadele yürütülmesinin zorunlu olduğunu gösteren bir ders olmuştur,

Bu direniş; tüm sonuçları ile işçi sınıfının doğrudan hayata müdahalesinin eşsiz bir örneğini ortaya koymuştur.

15-16 Haziran Direnişi 35. yılında da yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor!

Selam olsun şanlı 15-16 Haziran direnişini yaratanlara!

GENEL YÖNETİM KURULU

 

(Birleşik Metal-İş Gazetesi, Sayı 170'den)